MEMİŞ: IRAK VE SURİYE’DEKİ OYUN, TÜRKİYE’DE SERGİLENMEK İSTENİYOR...
18 Ekim 2015, Pazar

Memur-Sen Genel Başkan Vekili ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, son zamanlarda yaşanan acıların Türkiye’nin geleceği açısından son derece kritik ve tarihi bir eşikte olduğumuzu gösterdiğini söyledi. Memiş, “Irak ve Suriye’de yaşattıklarını Türkiye’de de yaşatmak isteyen şer güçlerin en kirli ve insanlık dışı oyunlarını sahneledikleri günler yaşıyoruz. Küresel siyasetin Ortadoğuda ürettiği katliamların benzerini Türkiye’ye yaşatma hesaplarını görüyoruz.” şeklinde konuştu.

Sağlık-Sen Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, Ankara’nın Kızılcaham İlçesi’nde Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın da katılımı ile yapılıyor. Toplantının açılışında konuşan Metin Memiş gündeme yönelik ve sendikal konularda değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasında çözüm sürecini, Cumhuriyet tarihinin en büyük adımlarından birisi olarak değerlendiren ve ve milletçe sahiplenildiğini ifade eden Memiş, eli kanlı terör örgütünün, içteki ve dıştaki uzantılarıyla birlikte planladığı haince saldırılarla bu süreci sabote ettiğini belirtti. Son aylarda yaşanan terör olaylarının topyekün milletimizi hedef aldığını söyleyen Memiş, “Terörün arkasındaki küresel şer odaklarının amacı; Türkiye’de huzur ve istikrarı yok etmektir. Toplumda siyasal, ideolojik ve etnik kamplaşmalar, kutuplaşmalar derinleştirilmek istenilmektedir. Devletimizi halkını koruma noktasında acz içinde göstermek istenilmektedir. Demokratik kazanımlarımız, ekonomik ve sosyal kazanımlarımız, herşeyden önemlisi kadim medeniyet hamlelerimiz yok edilmek istenilmektedir. Bu nedenle milletimize böylesi anlarda düşen, acıyı ve umudu paylaşmak, teröre karşı tek ses ve tek yürek olmayı başarabilmektir.” Dedi.

Ülke içindeki ihanet şebekeleri ve veyaset odaklarının derdest edildiği günlerde, küresel ortaklarının başlattığı kirli ve sinsi savaşa maruz kalındığını belirten Metin Memiş, bu ülkenin kaderini şer odaklarının tayin etmesini istemiyorsak ve yaşanan acıların daha büyükleri ile karşılaşmak istemiyorsak, Kürt’üyle, Türk’üyle, Alevi-Sünnisi ile bütün vatan evlatları olarak tek yürek olmaktan başka bulunmadığını vurguladı.

Türkiye’yi vesayetten demokrasiye taşıyan sivil toplum hareketi olarak, medeniyet idealine, sosyal adalet ve refah toplumu hedeflerine odaklanmış kadrolar olarak, Yeni Türkiye’nin inşası ve bekası mücadelesine hayati bir sorumluluk olarak baktıklarını ifade eden Memiş, daha sonra şunları söyledi: “Memur-Sen olarak Türkiye’yi millet iradesinin tecelli edeceği 1 Kasım seçimlerine güven içinde kavuşturmak, Türkiye’yi sağduyunun, birlik ve kardeşlik ikliminin hakim olduğu bir geleceğe taşımak için gecemizi gündüzümüze katacağız.”

“Öncü Medeniyet, Güçlü Memur Sen, Büyük Türkiye” diyerek 1 Milyon üye hedefi koyduklarını hatırlatan Memiş, Sağlık-Sen kadrolarının da üstün gayreti ile Memur-Sen’in 1 Milyon üyeye ulaşacağını kaydetti.

ALİ YALÇIN: BİZİM SENDİKACILIĞIMIZDA DEĞER VAR, İNSAN VAR

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da konuşmasında, Memur-Sen’in kuruluşunun, 7 Güzel Adam’dan biri olan Mehmet Akif İnan’ın; ‘en uzun yolculuklar bir adımla başlar’ ilkesinden yola çıkarak gerçekleştiğini söyledi. Memur-Sen’in sendikacılığı sağından ya da solundan almadığını, insanları kamplaştıran ve mecburi istikametler içinde bir birleriyle çatıştıran anlamsız yapılara inat, sendikacılığa yeni bir ruh katmak katmak için kurulduğunu söyleyen Yalçın, “Bir yanlışlığı gördüğünde mümkünse eliyle, değilse diliyle, o da mümkün değilse buğz ederek düzeltmeyi benimsedik. Sendikacılığı iyiliği önermenin, kötülükleri engellemenin iz düşümü olarak yapıyoruz. Bizim sendikacılığımızda değer var, insan var, merkezde insan var. Bizim sendikacılığımızın bu ülkeye neler kattığını anlamak için 2000’den sonraki duruşumuza dikkat çekiyorum” şeklinde konuştu.

Erken kalkanın darbe yaptığı süreçlerin yaşandığını söyleyen Yalçın, “Darbe yapmada aracı olarak kullanılan bazı sözde sivil toplum örgütlerine inat, Memur-Sen darbe yapmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmış, birilerinin yüreğine oturmuştur.” Dedi.

Gezi olaylarının bir darbe girişimi ve küresel operasyonu olduğunu söyleyen Yalçın, 17-25 Aralık sürecinin de aynı şekilde millet iradesine kurulmuş bir komplo olduğunu söyledi. Ali Yalçın, Türkiye’yi Suriye yapmak isteyenlerin de amaçlarına ulaşamayacağını kaydetti.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ, GELECEĞİN TÜRKİYESİ PANELİ YAPILDI

Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz’da, ‘Türkiye’nin Geleceği, Geleceğin Türkiyesi başlıklı bir panel düzenlendi. İlker Uykal’ın moderatörlüğünde yapılan panele SDE Başkanı Prof. Birol Akgün, Gazeteci-Yazar Avni Özgürel ve Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Gazeteci-Yazar Mustafa Kartoğlu katıldı.

SDE BAŞKANI PROF. BİROL AKGÜN: TÜRKİYE KAOSA KARŞI DİRENİYOR

SDE Başkanı Birol Akgün son günlerde yaşanan olay ve gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasında, “Türkiye’ye yaklaşan bir  kaos var. Türkiye bu kaosa direniyor” Dedi.  

11 Eylül’ün Amerikan hegemonyasını bitirdiğini söyleyen Akgün, “ABD ve Batı dışındaki bölgelere doğru bir güç kayması yaşanıyor. Bunun sonucu küresel yönetişim kriz ortaya çıktı. Daha sonra ise bu krizin yol açtığı yönetişim boşluğu ve Çin ve Rusya gibi ülkelerin veto gücünü kullanarak bu boşluktan faydalanarak rol kapmaya çalışmasına şahitlik ediyoruz” şeklinde konuştu.

Ankara’da patlayan bombanın etrafımızdaki istikrarsız ortama Türkiye’nin çekilme girişimi olduğunu ifade eden Prof. Akgün, bu coğrafyadaki ülkelerin, kendi içlerinden kendileri gibi düşünen yöneticilerin çıkmasının güç olma iddiasındaki odaklarca istenmediğini kaydetti. Bu güç odaklarının, ilgilendikleri ülkeleri AB ve dünya konjonktürüne uygun kişilerin yönetmesini istediğini de dile getiren Prof. Akgün, “Müslümanları engellemenin yolu olarak, bizim inancımızda ve geleneğimizde olmayan seküler bir hareket ortaya çıkardılar” dedi.

MUSTAFA KARTOĞLU: KİMSE SORUMLULUKTAN MUAF DEĞİL

Konuşmasında güncel konuları ele alan ve değerlendirmelerde bulunan Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu, Ankara’da bombanın patlamasına neden olan olayları daha önce de millet olarak yaşadığımızı söyledi. PKK’nin harekete geçtiği ve eylemleriyle en çok göze batan noktaların zamanında Ermeni olaylarının ortayı çıktığı yerlerle aynı olduğunu belirten Kartoğlu, olayların çıkış şekillerinin de benzerlik gösterdiğini ifade etti. O zamanki Ermeni tehcirinden de devletin sorumlu tutulmak istendiğini söyleyen Mustafa Kartoğlu, şimdiki olaylardan da devleti sorumlu tutma çabası bulunduğuna dikkat çekti. Bu tür olayların bazen küçücük bir kıvılcımın üflenmesiyle çıktığını söyleyen Kartoğlu, kıvılcımın olmadığı hallerde de dış güçlerin yaktığı ateşlerin buna sebep olduğunu, ateşi yakanların uzaktan seyrettiğini dile getirdi.

Ermeni meselesinin ardında büyük Ermenistan hayali olduğunu, bugünkü olayların arkasında ise Büyük Kürdistan hayali olduğunu söyleyen Mustafa Kartoğlu, o zamanın eylemleri ile bugünün eylemleri arasında fazla bir fark bulunmadığını ifade etti.

Ülkemizde kimsenin sorumluluk makamından kaçma konumunda olmadığını söyleyen Kartoğlu, “Siyaset kurumu bazen olayları tam okuyamıyor, okusa bile tamamını hafızasında tutamıyor, tutsa bile tuttuğunun tamamını uygulayamıyor.  Siyaset, sadece iktidar partisinden oluşmaz. Diğer partilerin ve sivil toplum örgütlerinin katkısı olur. Yönetimde olmayanlar, yönetimde olanları etkiler. Kimse, sorumluluktan muaf değil. Her ne hal ve şart altında olursanız olun, kavga etmeyeceksiniz. Haklı bile olsanız kavga etmeyeceksiniz” şeklinde konuştu.

AVNİ ÖZGÜREL: TÜRKİYE KARANLIK TÜNELDEN GEÇİYOR, AYDINLIK YAKIN

Gazeteci-Yazar Avni Özgürel de konuşmasında, güç odaklarının ülkeyi yönetenleri kontrol etme ve yönlendirme arzusunda olduklarını söyledi. Bunu yapmak isteyenlerin amaçlarının daha çok para kazanmak olmadığını belirten Özgürel, “ Amaç daha çok para kazanmak değil, zaten en çok parayı Ak Parti zamanında kazandılar. Silah bırakmaya hazır olan PKK, birden bire tavır değiştirdi. ABD, bölgeden çekileceğini açıkladı. İsrail kaygısı var. İsrail’in onlar açısından korunması gerekiyor. Mursi’nin Mısır’da kök salması, İsrail’in güvenlik merdivenini çökertir. Bunun için Mursi gitti. Önce Esed’i göndermek istediler, olmayınca bundan vazgeçtiler. Sonra PYD ile anlaştılar. PYD’yi Amerika’nın Ortadoğu’daki kolordusu ilan ettiler. Türkiye’nin maruz kaldığı saldırı, bunların tamamının işbirliği yaptığı saldırıdır. Türkiye karanlık bir tünelden geçiyor. En kısa sürede aydınlığa kavuşacağımızı ümit ediyoruz” dedi.

Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, Pazar günü yapılacak Başkanlar Kurulu ve sonuç bildirgesinin ardından sona erecek. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu öncesi, Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcıları da kendi alanlarındaki şube başkan yardımcıları ile toplantı yaparak, değerlendirmelerde bulundu. 

ŞUBE BAŞKANVEKİLLERİ TOPLANTISI:

ŞUBE BAŞKAN YARDIMCILARI (TEŞKİLATLANMA) TOPLANTISI:

ŞUBE BAŞKAN YARDIMCILARI (MALİ İŞLER) TOPLANTISI:

ŞUBE BAŞKAN YARDIMCILARI (MEVZUAT VE TOPLU SÖZLEŞME) TOPLANTISI:

ŞUBE BAŞKAN YARDIMCILARI (BASIN VE İLETİŞİM) TOPLANTISI:

ŞUBE BAŞKAN YARDIMCILARI (EĞİTİM VE SOSYAL İŞLER) TOPLANTISI:

PAYLAŞ :